Haber

CHP’li Karaca, Silivri’de Gezi Tutsaklarını Ziyaret Etti: “Onurluların Ortak Olmadığı Bu Felaketten Duydukları Sorumluluk Duygusu…

HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Seyahat Parkı davası tutukluları Osman Kavala, Can Atalay, Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman’ı İstanbul’un Silivri ilçesindeki Marmara Kapalı Cezaevi’nde ziyaret ettikten sonra; 6 Şubat depreminin üzerinden 25 gün geçmesine rağmen bugün yaşanan yıkımın ve ardından gelen risklerin sorumlularının toplumdan özür dileyecek basireti gösteremediklerini belirterek istifaya davet etti. Karaca, “İçerideki muhteremlerin müdahil olmadığı, ortak olmadığı bu musibet karşısında duydukları sorumluluğun zerre kadarını yüreğinizde hissedin ve istifa edin” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, bugün Gezi Parkı davası kapsamında tutuklanan iş insanı Osman Kavala, avukat Can Atalay, akademisyen Hakan Altınay ve şehir plancısı Tayfun Kahraman’ı ziyaret etti. Eski adı Silivri Kapalı Cezaevi olan Marmara Kapalı Cezaevi’ni ziyaretinin ardından ANKA Haber Ajansı’na açıklama yapan Karaca, daha önce Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde mimar Mücella Yapan, sinema yapımcısı Çiğdem Mater ve belgeselci Mine Özerden’i ziyaret ettiğini hatırlattı.

CAN ATALAY: RANTİ’Yİ TERCİH EDENLER 20 YILDA BİZİ ÇOK ÇOK KAYBETTİLER

Silivri ziyaretinde 6 Şubat depremini konuştuklarını belirten Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Onların çabası, bu ülkede yaşanması beklenen beton yığınlarının altında insanların yaşam hakkını ortadan kaldıracak bu tür doğal afetlerde en azından kentsel hataların önüne geçebilmek için çaba sarf etmekti. Can Bey ile daha önce görüştük. Can Bey, 2006-2023 yılları arasında bu tarihe kadar Edirne’den Kocaeli’ye kadar uzanan bölgede bu şehir fayları, betonlaşma, kira, hatta depremle ilgili 500’den fazla dava ve hata bildirimi açtıklarını söyledi. 6 Şubat’ta yaşanan olayın görüldüğü yerde önlem alınmaması nedeniyle daha kasıtlı olduğunu, bunun yıkıcı olduğunu ve bu durumlarda engellemeye çalıştıklarını belirterek buradan camiamıza başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti. Yine Can Bey, “Bunun olacağı biliniyordu. Güçlendirmeyi dışlayan beyin sarsıntısı seferberliği yerine kirayı tercih edenler 20 yılda bize çok para veriyorlar.” “Ödediğimiz bedel bu nedenle çok ağır oldu ama merak etmeyin. Bu ülkeyi hep birlikte yeniden kuracağız” dedi. I. Can Bey, özellikle ülkemizde ön plana çıkan bu yıkıma dur demek için hukuken ve gönüllü olarak mücadele eden bir arkadaşımızdır. bu davalar

TAYFUN KAHRAMAN: DEPREMDE YAPABİLECEĞİM ÇOK ŞEY OLDU AMA İLK KEZ HAPİSTEDE GİBİ HİSSEDİYORUM

Tayfun Kahraman, bildiğiniz üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde deprem dairesinde yetkili memur olarak çalışırken, İstanbul’da toplanma alanı olarak kullanılabilecek Gezi Parkı’ndaki uğraşlar sonrası İstanbul’u kiraya teslim edilemedi. , sahra hastanesi olarak kullanılan ve burada soluklanacak, ülkesine böyle döndü. Bugün ne yazık ki dört duvar arasında çünkü o Gezi Parkı’nda, şehrin yanlışlarıyla yüzleşme mücadelesinde, vilayetine, milletinin yaşam hakkına sahip çıkma iradesiyle var. Bunu da söyledi. ‘6 Şubat’tan beri televizyon başından kalkamıyorum. Çünkü dışarıda yapacak çok şey var, yapabileceğim çok şey vardı ama ilk defa kendimi hapiste hissettim. Çünkü buradan çıkıp da yapmam gerekeni ve yapabileceklerimi yapamamanın getirdiği sorumluluk duygusu altında gerçekten çok zorlanıyorum. Bunu ifade etti. Bir isteğin, isteğin var mı dedim. ’14 Mayıs benim doğum günüm’ dedi. 14 Mayıs’ta bu ülkeyi demokrasiyle buluşturmanın heyecanı içinde bir hükümetten bir lütuf rica ediyorum. Sizden tek isteğim bu doğum günü hediyenizi 14 Mayıs’ta almanızdır’ dedi. Ayrıca tüm vatandaşlarımıza selamlarını ve geçmiş olsun dileklerini iletti.

HAKAN ALTINAY: DAYANIŞMAYA KATILAMADIĞIM İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM

Hakan Altınay ile görüştük. Bay Khan şöyle dedi: ‘Dayanışma, kullanıldıkça güçlenen bir kastır. Bugün 6 Şubat’tan sonra o dayanışmaya ve dayanışma kasını güçlendirecek yapılanma içinde ortak olamadığım için çok üzgünüm. Buna değinmek isterim. Hem Bakırköy’de hem de Silivri’de tanıdığım, bugüne kadar hayatını bu işe vermiş bütün yetkin, nitelikli kişilerde bunu gördük. Önemli bir sorumluluk duygusu hissederler. Bazıları ‘Vatandaşlara düzgün ulaşamadık mı? Onlara gerektiği gibi ulaşamamanın kayıp ve sorumluluğunu hissediyoruz. Bire bir zamanda yapabilecekleri çok şey var. Hem mesleki, hem Dayanışma hem de hukuki çalkantı felaketini yaşayan vatandaşlarımız, onları destekleyemeyecek, dayanışma kaslarını güçlendiremeyecek kadar çok yeteneğe, liyakat ve bilgiye sahiptir. Kullanamamanın sorumluluğuyla ve hatta bu sorumlulukla bu sebeple toplumdan özür dileyen bir durumu var.

“RİCA ETMEK”

Burada gördüklerimizi açıkça belirtmek isteriz. Kişisel adımı açıkça tanımlayabilirim. Biraz önce Bakırköy çıkışında söyledim. Gerçek suçlular, dışarıdakiler, bugünün yıkımının ve bir sonraki riskin gerçek sorumluları toplumdan özür dileme basiretini gösteremediler ama içerideki bu insanlar ‘Biz asıl sorumluluğumuzu yerine getiremiyoruz, bu içeride’ dediler. Aylar sonra ilk kez kendini cezaevinde hisseden , bu sorumluluğu hissediyor ve bu duyguyu yaşıyor. İçeride acılarını anlatan insanlarla buluştuk. Burada açık ve net bir şekilde ifade ediyorum. Depremin 25. günündeyiz. İçeridekiler, bu felaketin sorumlusu olmadıkları halde, müdahil olmadıkları halde sorumluluk ve yüklerini hissederken, sorumluları ve bu yıkımın parçası olanları koltuklarından ayrılmaya davet ediyorum. özellikle bu mikrofonlardan tüm milletimize ve o koltukta oturan gerçek sorumlulara istifa edin. İstifa etmek. İçerideki muhteremlerin bulaşmadığı, ortak olmadığı bu musibet karşısında duydukları sorumluluğun zerresini yüreğinizde hissedin ve istifa edin.”

haber-pinarbasi.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort